بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّدًا وَقِيَٰمًا ٦٤

Onlar ki gecelerini Rableri için secdekârlar ve kaaimler olarak geçirirler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَۖ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا ٦٥

Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azâbı daimî bir helâledir».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهَا سَآءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا ٦٦

«Hakıykat o, ne kötü bir karargâh ve ikaametgâhdır».

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ إِذَآ أَنفَقُواْ لَمْ يُسْرِفُواْ وَلَمْ يَقْتُرُواْ وَكَانَ بَيْنَ ذَٰلِكَ قَوَامًا ٦٧

Onlar ki harcadıkları vakit ne israf, ne de sıkılık yapmazlar; (harcamaları) ikisi arası ortalama olur.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ ٱلنَّفْسَ ٱلَّتِى حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَۚ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ يَلْقَ أَثَامًا ٦٨

Onlar ki Allahın yanına başka bir Tanrı daha (katıb) tapmazlar. Allahın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunlar (dan birini) yaparsa cezaya çarpar.

– Hasan Basri Çantay

يُضَٰعَفْ لَهُ ٱلْعَذَابُ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَيَخْلُدْ فِيهِۦ مُهَانًا ٦٩

Kıyamet günü de azâbı katmerleşir ve o (azabın) içinde hor ve hakîr ebedî bırakılır.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَٰلِحًا فَأُوْلَٰٓئِكَ يُبَدِّلُ ٱللَّهُ سَيِّـَٔاتِهِمْ حَسَنَٰتٍۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا ٧٠

Meğer ki (şirkden) tevbe ve îman edib iyi amel (ve hareket) de bulunan kimseler ola. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

وَمَن تَابَ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَإِنَّهُۥ يَتُوبُ إِلَى ٱللَّهِ مَتَابًا ٧١

Kim (günâhlardan) tevbe (ve rücû') eder, güzel amel (ve hareket) de de bulunursa muhakkak o, Allaha — tevbesi makbul ve (Allahın) rızâsına erişmiş olarak — döner.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ لَا يَشْهَدُونَ ٱلزُّورَ وَإِذَا مَرُّواْ بِٱللَّغْوِ مَرُّواْ كِرَامًا ٧٢

Onlar ki yalan şâhidlik etmezler, boş ve kötü lâkırdıya rastladıkları vakit şerefli (insanlar) olarak (ondan yüz çevirib) geçerler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّواْ عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا ٧٣

Onlar ki kendilerine Rabbinin âyetleri okunduğu (yahud onlara va'z ve nasıyhat edildiği) zaman bunlara karşı (münafıklar gibi) kör ve sağır (yıkılıb) düşmezler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَٰجِنَا وَذُرِّيَّٰتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَٱجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا ٧٤

Onlar ki «Ey Rabbimiz, derler bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözler (imizin) bebeği olacak (saalik insanlar) ihsan et. Bizi takvaa saahiblerine rehber kıl».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu